fbpx

Mutlu Sonlar

Margaret Atwood*

John ve Mary tanışırlar.

Ya sonra?

Eğer mutlu bir son istiyorsanız

A’ya bakın.

A.

John ve Mary birbirlerine aşık olup evlenirler. İkisi de heyecan verici ve sıradışı buldukları, önemli ve kazancı bol işlerde çalışırlar. Göz kamaştıran bir ev satın alırlar. Gayrimenkul fiyatları yükselir. Bir yardımcı tutabilecek kadar refaha eriştiklerinde kendilerini adadıkları iki çocuk sahibi olurlar. Çocukları sorunsuz büyürler. John ve Mary’nin heyecan verici ve sıradışı bir cinsel yaşamları, çok değerli dostları vardır. Dostlarıyla birlikte sık sık eğlenceli seyahatlere çıkarlar. Derken emekli olurlar. İkisinin de heyecan verici ve sıradışı hobileri olur. En sonunda ölürler. Hikaye de burada biter.

B.

Mary, John’a aşık olur ama John, Mary’e aşık olmaz. Aksine, sırf bencil zevklerini ve egosunu tatmin etmek için Mary’nin bedenini kullanır. Haftada iki kez Mary’nin evine uğrar, Mary ona yemekler yapar ve hemen anlayacağınız gibi Mary’nin, John’un gözünde, dışarıda yenecek bir yemek kadar bile değeri yoktur ve John yemeğini yer yemez Mary’i becerir, ardından uyuyakalır, o uyurken, Mary, sırf John pasaklı olduğunu düşünmesin diye bulaşıkları yıkar, uyandığında kendisini güzel bulsun diye rujunu tazeler, ama John uyanınca farketmez bile, giyinmeye koyulur, çoraplarını ve donunu ve pantolonunu ve gömleğini ve kravatını ve ayakkabılarını, teker teker, soyunduğunun tam tersi sırayla giyer. John hiçbir zaman Mary’nin üstündekileri çıkarmaz, Mary kendi soyunur ve her seferinde de sevişmeye can atıyormuş gibi yapar, ki aslında sevişmeyi o kadar da çok sevmiyordur, sadece John öyle sansın ister, çünkü eğer bu işi yeterince sık yaparlarsa John kendisine alışacaktır, zamanla bağlanacaktır ve belki evleneceklerdir, oysa kapıdan çıkarken John’un ağzından “iyi geceler” bile zor çıkar ve üç gün sonra saat altıda tekrar Mary’nin kapısında biter ve aynı olaylar sil baştan tekrarlanır.

Mary gitgide çökmeye başlar. Ağlamanın cilde olumsuz etkileri vardır, herkes bunu bilir, Mary de bilir, ama gözyaşlarını tutamaz bir türlü. İş arkadaşları durumu farkeder. Ona John’un aslında sıçanın teki, domuzun teki, itin teki olduğunu, Mary’i kesinlikle haketmediğini söyleyip dururlar ama Mary buna inanmak istemez. Ona göre John’un içinde iyi kalpli bir başka John gizlenmektedir. Kozadan kelebeğin, sandıktan yaylı kuklanın veya kuru erikten çekirdeğin çıkması gibi içeride gizlenen öteki John da yeterince sıkıştırılırsa mutlaka ortaya çıkacaktır.

Bir akşam John yemeği beğenmez. Daha önce hiç Mary’nin yaptığı yemeği beğenmediği olmamıştır. Mary incinir.

Mary’nin arkadaşları, John’u Madge adlı bir kadınla bir lokantada gördüklerini söylerler. Mary’e asıl dokunan o kadın değil, lokanta olur. John Mary’i hiçbir lokantaya götürmemiştir. Mary bulabildiği bütün uyku haplarını ve aspirinleri yarım şişe şeriyle birlikte içer. Onun nasıl bir kadın olduğunu içtiğinin viski bile olmayışından anlayabilirsiniz. Bir de John’a mektup yazar. Kendisini bulup hastaneye vaktinde yetiştireceğini, pişman olup tövbe edeceğini ve nihayet evleneceklerini ümit etmektedir ancak bunların hiçbiri gerçekleşmez ve Mary ölür.

John, Madge ile evlenir ve hikaye A’daki gibi devam eder.

C.

Orta yaşlı bir adam olan John, Mary’e aşık olur. Henüz yirmiikisindeki Mary ise saç dökülme problemi var diye içi içini yiyen John’a acımaktadır. Onunla iş yerinde tanışmıştır. John’a aşık olmadığı halde onunla yatar. Aslında Mary, kendisi gibi yirmiikilik James’e aşıktır ama James henüz kendini yerleşik bir düzen kurmaya hazır hissetmiyordur.

Öte yandan John yıllar önce yerleşik düzene geçmiştir ve aslında canını sıkan şey budur. Düzenli ve saygın bir işi vardır, alanında her geçen gün yükselmektedir ama Mary bunlara değil de motorsikleti ve muhteşem bir plak koleksiyonu olan James’e hayrandır. James çoğunlukla motosikleti ile oradan oraya gezmektedir, özgürdür. Kızlar içinse özgürlüğün anlamı aynı şey değildir, bu yüzden de Mary, Perşembe akşamlarını John’la geçirir. Perşembe, John’un kaçamak yapabildiği tek gündür.

John, Madge adında bir kadınla evlidir, iki çocukları, gayrimenkul fiyatları yükselmeden önce aldıkları göz kamaştıran bir evleri, vakit buldukça ilgilendikleri heyecan verici ve sıradışı hobileri vardır. John, Mary’e kendisi için ne denli önemli olduğunu söyler, fakat karısından boşanmayacaktır; verilmiş söz tutulmalıdır. Bunu gereğinden fazla konu eder ve bu da Mary’nin canını sıkar, ama yaşlı erkekler daha uzun süre sert kalabilirler, kısacası Mary halinden gayet memnundur.

Bir gün James, yanında Kaliforniya’dan gelme birinci kalite esrarla çıkagelir ve Mary’yle birlikte akıl almaz derecede kafayı bulurlar ve birlikte yatağa girerler. İkisi de uçarlarken elinde evin anahtarı bulunan John’un aniden eve geleceği tutar. Onları zom olmuş ve sarmaş dolaş vaziyette bulur. Karısı Madge düşünüldüğünde elbette kıskançlık yapmaya hakkı yoktur ama umutsuzluğa yenik düşer. Zaten orta yaşlıdır, iki yıla kalmadan kafasında bir tek tel kalmayacaktır. Bu düşünceye dayanamaz. Atış talimlerinde kullanacağı yalanını uydurarak kendine bir tabanca satın alır – ki burası senaryonun zayıf noktasıdır ama bunu sonra halledebiliriz – ve önce onları, sonra da kendisini vurur.

Madge, kararında bir süre yas tuttuktan sonra Fred adında kibar bir adamla evlenir ve her şey A’daki gibi devam eder, ancak farklı isimlerle.

D.

Fred ve Madge’in herhangi bir sorunları yoktur. Eşine rastlanmayacak derecede iyi anlaşırlar ve karşılaştıkları ufak tefek zorluklarla başetme konusunda oldukça başarılıdırlar. Fakat göz kamaştıran evleri deniz kıyısındadır ve bir gün dev bir dalganın altında kalır. Gayrimenkul fiyatları düşer. Hikayenin bundan sonrası o dalgaya neyin sebep olduğu ve Fred ile Madge’in nasıl kurtuldukları üzerinedir. Onlar kurtulurlar fakat binlerce kişi boğulur. Hikayenin bir kısmında o binlerce kişinin nasıl boğulduğu da anlatılır, ama asıl konu Fred ve Madge’in iyi yürekleri ve şansları sayesinde kurtulmalarıdır. Hikayenin sonunda, yüksekçe bir tepede, sırılsıklam ve minnettar, birbirlerini kucaklarlar ve A’ya kaldıkları yerden devam ederler.

E.

Fakat Fred kalbinden rahatsızdır. Hikayenin kalan kısmı Fred son nefesini verene kadar her ikisinin de birbirlerine karşı ne kadar şefkatli ve anlayışlı davrandıkları üzerinedir. Fred’in ardından Madge, A’nın sonuna gelinceye kadar kendini gönüllü yardım işlerine adar. İsterseniz bu hikayedeki kelimeleri “Madge”, “kanser”, “suçlu ve şaşkın” ve “kuş gözlemciliği” ile değiştirebilirsiniz.

F.

Eğer bunlar size fazla burjuva geldiyse, John’u bir devrimci, Mary’i de hükümet ajanı yapın ve hikayenin sizi nereye götürdüğüne bir bakın. Unutmayın, Kanada’da yaşıyorsunuz. İçinde yaşadığımız çağı yansıtan, şehveti ve tantanası bol, tutkulu bir birlikteliğin destanını elde etseniz bile önünde sonunda A’ya varacaksınız.

G.

Kabul etmek zorundasınız ki neresinden bölerseniz bölün, sonlar hep aynıdır. Başka türlü sonlara kanmayın çünkü sahtedirler. Ya kasten, fesat bir kandırma niyetiyle uydurulmuşlardır ya da katıksız bir sulugözlülüğün değilse bile aşırı bir iyimserliğin ürünüdürler.

Tek mutlak son, işte budur: John ve Mary ölür. John ve Mary ölür. John ve Mary ölür.

H.

Sonlar üzerine bu kadarı yeterli. Başlangıçlar her zaman daha eğlencelidir. Gerçi bu işin erbabı için başlangıçla son arasındaki kısım daha caziptir, çünkü uğraşması en zor kısım orasıdır.

Hikayeler hakkında söylenebileceklerin hepsini söyledik. Zaten hikaye dediğin, bir şeyi takip eden bir başka şey, bir Ne ve Ne ve Ne den başkası değildir.

Hadi şimdi bir de Nasıl ve Niçin’e bakın.

İngilizce’den çeviren: Pınar Kayacan   Kaynak: https://pinarkayacan.wordpress.com/2011/11/21/49/

Yaratıcı Yazarlık 154 Adet Yazı
Yaratıcı Yazarlık, esasında birçok kişinin kafasındaki yazar imajının kendisidir. Yani kurguladığı veya gerçeğe dayalı bir konuyu kurgulayarak roman, hikaye vb. edebi türde ifade etmen uğraşı. Yaratıcı yazarlar sıklıkla “tıkanma” veya “kısırlaşma” denilen dönemlere girerler. Yazarken zorluk yaşarlar. Bu zamanlarda onlara yol gösterecek teknikler, moral verecek alıntılar ve fikir verecek yerli veya yabancı yazarların deneyimleri bu sitede Türkçe olarak yer alacak.

İlk Yorumu Sen Yap!

Yorum Yap!