fbpx

Refik Hâlid Nasıl Yazıyordu?

Açık   hava,  güzel   hava,  manzara,  şu   ve   bu…  saçma   şeyler   bunlar.  Fıkra   ve   makale   gibi   gündelik   yazılar   bir   mecburiyet   tahtında   her   yerde   yazılan   yazılardır.  Fakat   roman   bunlara   benzemez,  dekordan   ziyade   zamana   muhtaçtır.  Meselâ  yazdığım  Anahtar,  iki   seneden   beri  zihnimde yavaş yavaş canlanan bir romandır. Tipler bu zaman zarfında ağır ağır görüldü  ve  elle tutulur bir hâle geldi. Nasıl başlıyacağımı buldum ve başladım. Eser yarısına geldikten sonra da nasıl bitireceğim bir gün kendiliğinden doğdu.

Roman yazarken öyle kıyı-köşe, tenhâ yerlere çekilmem. Şehir kalabalığı isterim. Penceremden baktım mı bir insan kalabalığını, halkın nasıl geçtiğini görmeliyim. Çünkü romanda insan yaşatılıyor. Bir kimyager için laboratuvar ne kadar lüzumlu ise, bir romancı için de şehir kalabalığı o kadar lüzumludur. O insan kaynaşması arasında romancı, başkasının hiç ehemmiyet vermediği bir tip bulabilir ve belki o tip de romanın kahramanı oluverir. Hattâ o tip muharrire bir hikâye de ilham eder.

Cemâlettin Bildik, «Bu Anahtar Neleri Açar?» Akşam Gazetesi, 28 – 29 Aralık 1946.

Yaratıcı Yazarlık 154 Adet Yazı
Yaratıcı Yazarlık, esasında birçok kişinin kafasındaki yazar imajının kendisidir. Yani kurguladığı veya gerçeğe dayalı bir konuyu kurgulayarak roman, hikaye vb. edebi türde ifade etmen uğraşı. Yaratıcı yazarlar sıklıkla “tıkanma” veya “kısırlaşma” denilen dönemlere girerler. Yazarken zorluk yaşarlar. Bu zamanlarda onlara yol gösterecek teknikler, moral verecek alıntılar ve fikir verecek yerli veya yabancı yazarların deneyimleri bu sitede Türkçe olarak yer alacak.

İlk Yorumu Sen Yap!

Yorum Yap!